TÜRKİYE' DE FUTBOLUN KISA TARİHÇESi
Birçok tarihsel verilere bakıldığında, futbol oyununu dünyanın bir çok yerine götürenlerin İngilizler olduğu anlaşılmaktadır.
İngilizlerin çeşitli nedenlerle dünyanın her yerine yayıldığı dönemlerde, Anadolu ve Osmanlı denetimindeki ülkelerde tütün ve pamuk ticareti yapmak için liman kentlere yerleşmişler. İşte bu İngiliz aileler, gemiciler, askerler, ticaret adamları yanlarında pipo, viski gibi ticari malların yanı sıra futbolu da beraberlerinde ülkemize ilk getirenler olmuşlardır. Bu ailelerin erkekleri kendi aralarında iddialı futbol müsabakaları oynarken, buradaki yakın dostları ve komşuları da onlara katılmışlardır. Daha sonra bunların yanına Rumlar da iştirak etmiş ve futbol oynayanların sayısında hızlı bir artış görülmüştür.
Araştırmalar ve eldeki belgelerden ülkemizde ilk futbol maçlarının Selanik'te 1875 yılında oynandığını göstermektedir. Yine 1877 yılında İzmir'in Bornova çayırları ilk futbolla tanışmıştır. İzmir'de hafta sonu ve akşamları Rumlarla takviyeli İngiliz takımları arasındaki bu maçların ilk izleyicileri, bu ailelere mensup kadınlar ve kızlar olarak bilinmektedir. O dönemlerde Türklere yasak olan spor yapma ve kulüp kurma izni ülkemizdeki yabancılar için serbest bırakılmıştır.
Müslüman ve Türk gençleri bu son derece cazip oyuna karşı büyük heves duymalarına rağmen yasaklar yüzünden futbol oynamaktan uzak kalmışlardır. Bu nedenle, ilk kulüpler yabancılar ve Müslüman olmayanlar tarafından kurulmuş ve ilk futbol maçlarıda onlar tarafından oynanmıştır.
İlk modern futbol İstanbul'da 1890 yılında başlamış ve yine Türkiye'de ilk futbol kulübü 1902 yılında Mr. James La Fontaine ile Mr. Herace Armitage'nin katkılarıyla Kadıköy'de İngilizler ve Rumlar tarafından kurulan "Cadikeu Fuetball Club" dır. Bu kulübü Moda Football Club ve Rumların Elpis Club'ı izlemiştir.
Bu arada ilk futbol oynayan Türk gençleri de ecnebi isimleri altında futbol oynamışlar ve bunların ilki bir deniz subayı olan Fuat Hüsnü Kayacan'dır. Kayacan "Bobi" takma adıyla İngiliz takımlarında futbol oynayan ilk Türk futbolcusudur. Daha sonra Fuat Hüsnü Kayacan ve Reşat Danyal büyük bir gizlilik içinde sürdürdükleri faaliyetlerin sonunda ilk Türk takımı Black Stacking adıyla ortaya çıkmış ve bugünkü Fenerbahçe stadının hemen karşısındaki ( Halil Mahmudiye ) İlköğretim okulunun altındaki Hurşit Ağa Kahvehanesini lokal olarak seçen gençler papazın çayırında müsabakalarını oynamışlardır. Fakat Black Stacking Football Club istibdat devrinde gelişemeden kapatılmıştır.
Türkiye'de ilk futbol ligi 1903 yılında İmojen, Moda, Kadıköy ve Elpis takımlarının iştirak etmesiyle Fenerbahçe stadının bulunduğu papazın çayırında yapılmıştır. Tamamen Türklerden kurulu ilk futbol takımı olan Galatasaray 1905 yılında kurulmuş. Bunu 1907 yılında Fenerbahçe 1908 yılında Vefa ve 1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübü kurulmuş fakat futbol branşının açılması 1911 yılında gerçekleştirilebilmiştir. 1908 yılında 2. Meşrutiyetin ilanından sonra, Türkiye'de futbolun bir Federasyon çatısı altında toplanması çalışmaları sonuçsuz kalmıştır. Ülkemiz sporu ve futbolunun kalkınması ve örgütlenmesi Cumhuriyet döneminde başlamıştır.
1922 yılında toplanan İstanbul kulüp temsilcileri Türkiye idman Cemiyetleri İttifakını (TİCİ) kurmuşlar ve futbol encümeni adı altında futbol federasyonunu teşkil ederek, FIFA'ya üye olmak için harekete geçmişlerdir. 21 Mayıs 1923'de Cenevre'de yapılan FIFA toplantısında Türkiye asil üyeliğe kabul edilmiştir. Futbol Federasyonu, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı (1922-1936) Türkiye Spor Kurumu (1936-1938) ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü ve takiben Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (1938'den günümüze) bu örgütlerin denetimi altında bugünlere gelmiştir.
Şu anda, Futbol Federasyonu Başbakanlığa bağlı özerk bir kurum olarak futbol faaliyetlerini sürdürmektedir.
TÜRK FUTBOLUNDA ÖNEMLİ TARİHLER
1890 yılındaTürkiye'de ilk futbol oyununun İzmir'de İngilizler tarafından kendi aralarında oynanışı.
1895 yılında İstanbul'da ilk futbol kulübü olan Moda F.C'nin İngilizler tarafından kurulması.
1897 yılında İstanbul'da ilk defa İzmir ve İstanbul' da yaşayan İngiliz ve Rumlardan kurulu karmaların karşılaşmaları.
1900 yılında ilk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü Kayacan'ın "Bobi" takma adı altında İngiliz takımlarında top oynaması.
1900 yılında ilk Türk takımı Black Stocking (Siyah Uzun Çoraplılar) Fuat Hüsnü Kayacan ve Reşat Danyal tarafından kurulması ve yaptığı ilk müsabakadan sonra o devrin hafiyeleri tarafından jurnal edilmesi sebebiyle kapanmak zorunda kalması.
1903 yılında Beşiktaş Jimnastik Kulübünün kurulması. Ancak futbol dalı 1911 yılında faal duruma gelmiştir.
1905 yılında ilk Türk Futbol kulübü Galatasaray'ın Ali Sami Yen tarafından Mekteb-i Sultani Galatasaray Lisesi'nde kurulması.
1907 yılında Fenerbahçe Spor kulübünün kurulması.
1908 yılında Vefa Spor Kulübünün kurulması.
1908 yılında ilk defa iki Türk kulübü Galatasaray ile Fenerbahçe'nin karşılaşması ve maçı Galatasaray'ın kazanması.
FUTBOL GENEL OYUN KURALLARI
Futbol herkesin rahatlıkla anlayabileceği basit kurallara sahiptir. Bu nedenle her yaş, cins ve seviyede kişiler tarafından rahatlıkla oynanabilir. Bu özellikleri nedeniyle dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan tarafından hem oynanan hem de seyirci olarak takip edilen en popüler spor dallarından biri olmuştur. Oyunun temel kuralı; kaleciler dahil her takım onbir sporcudan oluşur ve kaleciler dışındaki oyuncuların elleri hariç, belirlenmiş kurallar dahilinde vücudunun herhangi bir yerini kullanarak, rakip kaleye gol atabilmektir. En fazla gol atan galip sayılır.
Aynı takım oyuncuları aynı renk ve desen forma, şort, tozluk, tekmelik ve özel futbol ayakkabısı (krampon) giyerler. Genellikle deri malzemeden yapılma top kullanılır. Oyuna orta saha çizgisinden bir takımın başlama vuruşuyla başlanır. Oyun, topun oyun alanı dışına çıkması, kural ihlali, faul veya gol olması dışında devam eder. Oyun süresi özel turnuvalar dışında 45 dakikadan iki devre halinde 90 dakikadan oluşur. Oyunun duraksama zamanları hakem takdiriyle her devre sonuna eklenir. 15 dakikalık devre arası molası vardır. Oyun bir orta ve yardımcı iki hakem olmak üzere üç hakem tarafından yönetilir. Oyun sırasında dördüncü hakemde yedek olarak bulunur.
Ceza alanı içinde yapılan fauller ve ihlaller penaltı olarak değerlendirilip, penaltı noktasından kaleye direk vuruş olarak kullanılır. Ceza alanı dışında yapılan kural ihlalleri ve fauller indirek vuruş olarak olarak kullanılır; yani topun oyuna sokulabilmesi veya gol olabilmesi için pası yapan oyuncu dışında bir başka oyuncuya da değmesi gerekir.
Top yan çizgilerden oyun alanını terk ederse, top, diğer takım oyuncuları tarafından iki elle atılan TAÇ atışıyla oyuna sokulur. Taç atışı sırasında ayaklar yerden kesilmemeli, eğer kesilirse, bu kural ihlaline girer ve taç atışıyla topu oyuna sokma diğer takıma geçer. Taç atışı, hiçkimseye değmeden kaleye girerse gol olarak değer bulmaz. Oyun karşı takımın indirek vuruşuyla başlar.
Top, savunma oyuncuları veya kalecinin müdahalesiyle kale yan çizgilerinden çıkarsa, bu karşı takıma KORNER atma hakkını kazandırır. Korner, köşe bayrakları noktasından ayakla kullanarak yapılır. Eğer top, atak yapan takım oyuncuları müdahalesiyle kale yan çizgilerinden geçerse, bu OUT olarak değerlendirilir. Top, ceza alanı içinden kaleci veya savunma oyuncusu tarafından ayakla out atışı kullanılarak oyuna sokulur.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Bir futbol oyuncusunun, oyun süresince yaklaşık 6 - 7 km mesafe katettiğini,
Futbolun dünyada en popüler spor dalı olduğunu,
PELE'nin gelmiş geçmiş en iyi futbol oyuncusu olduğunu, Futbola benzer bir oyunun 2000 yıl önce Çin'de oynandığını,
Eski Romalılarda "Harpastum" adı verilen oyunun günümüz modern futbolun doğmasını sağladığını,
Futbol oyun alanının, en az 90 metre en çok 120 metre uzunluğunda; en az 45 metre en çok 90 metre genişlikte olan dikdörtgen şekil olduğunu,
FUTBOL TERİMLERİ
ATAK : Gol atmak amacıyla, oyun kuralları dahilinde yapılan her türlü faaliyet.
AUT : Topun, hücum oyuncuları tarafından korner çizgileri veya kale üstünden dışarı vurulmasıdır. Top ceza alanı içinden kaleci veya savunma oyuncuları tarafından ayakla aut vuruşu yapılarak oyuna sokulur.
DEFANS : Karşı takımın gol atmasını engellemek amacıyla, oyun kuralları dahilinde yapılan her türlü faaliyet.
DRİBLİNG (Top Sürme) : Ayakiçi veya ayakdışıyla küçük kısa vuruşlarla topu sürmek.
ELLE OYNAMA (Hendbol) : Topun kasıtlı olarak, yön değiştirmesine veya avantaj kazanmak amacıyla elle oynanmasıdır. Top diğer takım oyuncuları tarafından serbest vuruşla oyuna sokulur.
FAUL : Rakip oyuncuya kurallardışı hareket ederek müdahale etmek.
FRİKİK : Faule maruz kalan takım lehine serbest vuruşla oyuna başlama hakkıdır. Faul yapan takım oyuncuları atış sırasında toptan 9.15 metre uzakta olmalıdır.
GOL : Topun tamamının kale çizgisinden içeri girmesidir.
KORNER : Topun en son defans oyuncuları veya kaleci tarafından kale yan çizgilerinden çıkması sonucu, atak yapan takım oyuncuları tarafından topun korner atma alanından ayakla oyuna sokulması.
PAS : Kaleci (ceza alanı içi hariç) ve oyuncuların el ve kolları dışında kalan vücudunun herhangi bir yeriyle topu takım arkadaşına atması.
PENALTI : Savunma oyuncuları veya kalaecinin ceza alanı içinde kuraldışı hareket etmeleri veya atak yapan oyuncuya faullu hareket etmeleri sonucu verilen direk ceza atışı.
TAÇ ATIŞI : Topun yan saha çizgilerinden çıkması sonucu, karşı takım oyuncusunun ellerini kullanarak topu oyuna sokması. Top iki elle tutulup, baş arkası ve üstünden, ayaklar yerden kesilmeden atış yapılır.
VOLE : Topun yere değmeden önce havada vurulması.
FUTBOL TEMEL BECERİLERİ
AYAKÜSTÜ VURUŞ
Ayaküstü vuruş; alçak seviyede genellikle gol vuruşları için ayağın üstüyle topun merkez sayılan bölgesine yapılan sert vuruş tarzıdır. Ayaküstü vuruşun en önemli özelliği, ayağın en sert bölgesiyle, sert, alçak ve düzgün doğrusal açıyla hedefe atılabilmektir.
Bunu yapabilmek için, ayaküstüyle topun merkezi denilen yere vurulması gerekir. Eğer topun merkez denilen orta bölgesinden aşağı vurulursa, top yükseklik kazanır. Eğer topun sağ veya sol tarafına vurulursa, top falsolu şekilde yön değiştirir.
Destek ayağınızı topun yanına (15 cm kadar) ve ayakucu topu vuracağınız yöne doğru dönük larmalı. Destek ayağı topun ne çok arkasında ne de çok önünde olmamalıdır. Eğer bu hata apılıyorsa, isabetli ve güçlü vuruş yapmanız mümkün olmaz.
Vuruş sırasında, topun fazla yükseklik kazanmaması için, vücut top üstüne doğru ve biraz ne eğik olmalı. Baş topun önüne doğru bakmalı ve vuruş ayağı dizi, vuruş esnasında topun üzerinde olmalı. Vuruş ayağı kalçadan yumuşak bir salınım hareketi yaparak, vuruş sırasında, diz ve bilekler mümkün olduğunca sabit olmalı, top ayaküstüyle topun ortasına vurmalı.
Vuruştan sonra, ayak topun gidiş yönüne doğru hareketine devam etmelidir. Vuruş sırasında kolların ritmik olarak açılması, vücut ve vuruş dengenizi korumanıza yardımcı olur.
AYAKİÇİ ÜST VURUŞ
Bu vuruş, uzun mesafeli paslaşmalarda, korner atışlarında veya serbest atışlarda kullanılır. Topa, çapraz veya yay şeklinde gelinerek vurulur. Destek ayağı topun yanında veya yan arkasında durur. Vücudun belden yukarısı hafifiçe topun üzerine eğik durumdadır. Topa ayağın üst-iç tarafı ile vurulur. Hareket kalça ve dizin ritmik birlikte hareketi ile yapılır. Topa vurduktan sonra, vurma ayağı topu gidiş yönüne doğru hareketine devam etmelidir.
AYAKDIŞI ÜST VURUŞ
Bu vuruş, uzun mesafeli paslaşmalarda veya serbest atışlarda tercih edilir. Topa vuruş koşusu, şut yönüne göre çaprazdır. Ayak gergin, mümkün olduğunca sabit, ayakbileği içe doğru dönük ve sabit olmalıdır. Vücudun belden üstü, destek bacağının üstüne eğik vaziyettedir. Topun ayakla temas yeri, vuruş ayağı üstünün dış tarafıdır.
VOLE VURUŞU
Topun havada yere değmeden ayaküstü ile kaleye vurulmasıdır. Bu vuruş sırasında kalça döndürülür, vücut ağırlığı destek ayağı üzerindedir. Yanlardan kalça seviyesinde gelen toplara vole vuruşu yapılabilir.
PASLAŞMA VE PAS ÇEŞİTLERİ
Paslaşma, futbolda bilinçli skora gitmede, hem takım hem de bireysel olarak kazanılması ereken en önemli becerilerden biridir. İyi bir pas atmadan önce, topun nereye ve neden tılmasının bilinmesine ve en iyi pasın nerede alınmasının da bilinmesine ihtiyaç vardır.
PAS ALMA
Takımda bir oyuncu topa sahip olduğu zaman, diğer aynı takım oyuncularının pas almak için en uygun pozisyonu takip etmeleri çok önemlidir. Futbolda sonuca ve skora gitmede vantaj sağlayacak pozisyonlarda pas almak, önemli bir beceridir. İyi bir pas alabilmek ve takım adına avantaj sağlayabilmek için, diğer takım oyuncularının markajından kaçınarak boş alanlar yaratmalı, takım arkadaşınızın veya rakip takım oyuncularının arkasında kalınmadan pas alınmalıdır. Pas atılacak oyuncunun hafif önüne doğru, zamanında ve isabetli atılmalıdır.
ZİRVEDEKİLER
FATİH TERİM (Teknik Direktör) - 14.9. 1953/ Adana
Türk futbol tarihine altın harflerle imzasını atan ve dünya futboluna da damgasını vuran bir teknik adam. Her zaman önüne koyduğu hedeflere göre yönlendirdiği hırsın, azmin ve yükselişin örneği. Fatih Terim. 18 yıl sporcu olarak hizmet verdiği futbolu bıraktıktan sonra antrenörlüğe başlayan Fatih Terim, 1988-89 sezonunda ilk teknik adamlık görevini Ankaragücü'nde yaptı. Sonra, Göztepe'yi çalıştırdı. 1990-1993 tarihleri arasında Ümit illi Takım hocalığı, A Milli Takım teknik direktörlüğü izler. ilk kez Milli Takım Fatih Terim yönetiminde, 1996 yılında Avrupa Futbol Şampiyonasına katılır. 1996 yılında Galatasaray'da ikinci Fatih Terim dönemi başlar. Teknik direktör Fatih Terim'li alatasaray bu dönemde lig şampiyonu olur. Başarı sadece bunlarla sınırlı kalmaz. vrupa kupalarında da başarılı futboluyla göz doldurur.1997-98, 1998,99, 1999,2000 sezonlarında da sarı-kırmızılı ekip Türkiye ligine damgasını vururken, Avrupa'da da başarılar birbirini izler. Şampiyonlar Ligi'nde aldığı sonuçlarla Türk futbolunun çıkışını kıtalara taşır. Sarı-kırmızılı ekip birbiri ardına bu başarılara imza atarken, taraftar da teknik direktörleri Fatih Terim'i "imparator" ünvanıyla ödüllendirir. Türk futbol tarihinde ilk kez bir Türk takımı UEFA Kupası'na damgasını vurmuştur. atih Terim 2000 - 2001 futbol sezonunda İtalya'nın Fiorentina takımıyla teknik direktör olarak görev yapmıştır. 2001 - 2002sezonunda ise, yine bir İtalyan takımı olan Milan Kulübünü çalıştıracaktır. İçtenlikle başarılarının devamını diliyoruz.
HAKAN SUKUR (SPORCU) 29.7. 1971/Sakarya
Kariyerine Sakaryaspor'da başlayan Hakan bir süre sonra Bursaspora transfer oldu. Bursaspor'da iki başarılı sezondan sonra onun için daha büyük takımlarda oynama zamanı gelmişti ve Galatasaray'a transfer oldu. Burada geçirilen üç sezon sonunda Italya'nın Torino takımına gitti. Fakat tekrar Galatasaray'a geri döndü. Galatasaray'da lig kupası ve UEFA kupasının kazanılmasının ardından 2000 - 2001 sezonunda Inter takımına transfer ldu. Burada başarılı futbolunu hem milli takımda hem de Inter'de devam ettirmektedir.
TUGAY KERİMOĞLU (SPORCU) 24.08.1970
1984 yılında Trabzonspor'da başladığı kariyerine, 1986 sezonunda Galatasay takımında 2000 sezonuna kadar oynamış ve birçok başarının kazanılmasında katkısı olmuştur. 1999 - 2000 sezonunda İskoçyanın Glaskow Rangers takımına transfer olmuştur. Halen başarılı bir grafikle spor yaşamına devam etmektedir.
ALPAY ÖZALAN (SPORCU) 29.05.1973/İzmir
1992 yılında Altay' da başladığı futbol kariyerini, 1993 yılında transfer olduğu Beşiktaş' ta 1999 yılına kadar devam ettirmiştir. 1999 - 2000 sezonunda Fenerbahçe kulübünde oynadı. Buradan Ingiltere'nin Aston Villa takımına transfer olan Alpay, halen milli takımdaki başarılı futboluyla birlikte spor yaşamını sürdürmektedir.